Şaka
yaptım. Bu yazı ta 2008 sonunda yazıldı
2008 yılında bir yazı
yazdım.
2015 yılına geldiğimizde,
baktım ki aynı tas, aynı hamam, yazımın sağına soluna dokundum. Güncelledim.
Yeniden yayınladım.
Geldik 2017’ye. Dokuz yıl önce kaleme alıp arada bir
güncellediğim bu yazı hala geçerli mi, değil mi? Takdiri sizlere bırakıyorum.
Tek nedeni var eski
yazılarımı bir parça güncelleyip tekrar sizlere sunmamın. Bu yazılarımı
okudukça Türkiye’de zamanın donup kaldığı hissine kapılıyorum.
2009
için bir swot analizi
Dingin bir kış sezonu bitmek üzere ve iki ay içinde perde kalkacak, sektörün oyuncuları sahne alacak. Yatırımcılar, profesyoneller ve çalışanlar,
hem endişeli hem de umutlu bir ruh hali içinde yaz sezonunun başlamasını
bekliyor.
Ülke içinde ve Dünya'da
olup bitenleri doğru
okuyanlar, önlemlerini
aldılar, beklenti çıtalarını, aşabilecekleri yüksekliğe göre
ayarladılar ve zorlu bir mücadeleye hazırlar.
Görünen
o ki, 2009'da satış
ve pazarlama savaşları yaşanacak.
Satış ve pazarlamanın asli misyonu müşteri
algısını etkilemektir. Pazarlarda
müşteri
algısını en önce, en güçlü ve en çekici tarzda etkileyen ipi
göğüsleyecek.
Kurumsal egonun beslediği ürün odaklı çabaların, özellikle bu yıl bir işe yaramayacağını
hep birlikte deneyimleyeceğiz.
Benzerler arasında en iyisinin
kendi ürünü olduğunu
kanıtlama düşüncesine dayalı satış
ve pazarlama programları çuvallayacak.
Bu yüzden, 2009'da,
rakipler arasında tercih edilen olmayı hedefleyen mesajlardan ziyade, müşteriyi tatil yapmaya ikna edebilen
tanıtım ve reklam atakları tercih edilmelidir.
Tam da bu nedenle, müşteri zihninde tatil kavramı ile kendisini özdeşleştirebilen
ülkeler bir adım önde olacaklar. Tıpkı, bir zamanlar Sel Pak
markasının kağıt
mendil ile Gilette'in traş bıçağı
ile özdeşleşmesi
gibi.
Geçtiğimiz aylarda turizm platformlarında birkaç yanlış
yaklaşıma
ve mesaja tanık
olduk. Küresel durgunluk karşısında sektörün reflekslerini zayıflatacak aşırı özgüven örnekleri sergilendi.
Bir cümle ile "Biz ne
krizler gördük" mesajı mevcut durumu tanımlayacak bir derinlik
içermemektedir.
Bundan önceki krizler,
pazar ülkelerde, Türkiye ile ilgili güvensizlik algısına bağlı
olarak patladı.
Terör, rakiplerimiz tarafından ustaca kullanıldı ve seyahat edenler güvenlik endişesi ile farklı destinasyonları tercih ettiler.
Şimdi
durum çok
farklı...
İnsanlar,
tatil için, seçenekler arasından seçim yapmakla değil, aile bütçelerine tatil kalemi
yazmak ya da yazmamakla ilgili.
Öte yandan, kimi sektör profesyonelleri,
Türkiye Turizminin pazarlardaki muhtemel kayıpları üzerine epeyce kehanet
yazdılar, seslendirdiler.
Hangi bilimsel çalışmalar temelinde keşfedildiğini anlayamadığımız bu kayıp yüzdelerinin, ne tür bir gereksinime cevap
vereceği de meçhul.
Tüketiciler arasında
yaygın ve güvenilir anketler mi düzenlendi? Pazar ülkelerin ekonomik verileri
üzerinden istatistikler mi yapıldı? Psikologlar ve sosyologların da dahil olduğu bilim insanlarından oluşan ekipler ile beyin fırtınaları mı yapıldı?
Belli değil.
Ama belli olan bir şey var ki, sektörün moraline olumlu katkı yapmadı.
Sabrınıza ve hoşgörünüze sığınarak bir SWOT analizini
değerlendirmenize sunmak isterim.
STRENGTHS
Türkiye'nin, son yıllarda
hedef ülkelerde yükselen, Tatil Ülkesi imajı
AB Ülkelerine ve Rusya'ya
yakınlık
Bütün gelir gruplarına
hitap eden uygun bir ürün yelpazesi.
Bütün turizm çeşitlerini içeren ürün portföyü ( sağlık,
kongre, tatil, din, termal, doğa,
tarih, kültür vb.)
Güçlü sektörel örgütlenme
( TYD, TÜRSAB, TÜROFED ve yerel örgütlenmeler )
Güçlü, dinamik ve krizi
yönetme deneyimi olan tur operatörleri.
USD, Euro, Sterling karşısında ucuzlayan TL.
Güvenli tatil algısının
güçlenmesi
Türkiye'nin güçlü finansal
yapısı
Bir Türk yazarın Nobel
Ödülü alması
Nazım Hikmet'e yapılan
vatandaşlık
iadesi jesti.
Rakip ülkelerin çoğuna göre avantajlı işgücü maliyetleri.
Sabırlı ve dirençli, çalışkan personel profili
Deneyimli yatırımcılar,
profesyoneller.
WEAKNESSES
Turizm bölgelerimizdeki
çarpık yapılaşma.
Yerel yönetimler arasında
turizme yaklaşım konusunda bir ahenk sağlanamaması.
Çevre konusunda sabıkalı
ülke imajımız.
Giderek düzelse de, insan
hakları konusunda zayıf karnemiz.
Hayvan hakları konusunda
başarılı bir performansımızın olmaması
Otellerimizde düşük
hizmet ve ürün kalitesi
Pazar ülkelerde yaygın
'ucuz ülke' imajımız.
Pazar ülkelerde,
Türkiye'nin muhafazakarlaşmakta
olan bir Ülke
olduğu algısının giderek belirginleşmesi. Alkol, çıplaklık gibi konularda hoşgörünün azalmakta olduğu kanaatinin güçlenmesi
Tanıtım için yeterince
organize olamamak. Tanıtım bütçelerinin durgunluğa karşı mücadele için yeterli düzeyde olmaması.
OPPORTUNITIES
Otel ve tatil köylerinin
yaşlı
turistler için
alt yapıya önem vermeleri neticesinde,
AB'de 50 yaş üzerinin Türkiye'yi tercih edecek
olması.
Ailelerin tatil
destinasyonu kararlarında belirleyici olan çocukların, Türkiye'deki animasyon
zenginliği, yeme- içme çeşitliliği gibi etmenlerle Ülkemizi tercih edecek olmaları.
AB Ülkelerindeki Türk
nüfusun tanıtım ve satış
faaliyetlerimizde doğal
müttefik olması. Bu potansiyelin harekete
geçirilmesi
Sanayi kentlerinden doğaya kaçış eğiliminin güçlenmesi Türkiye'nin doğasına
olan ilgiyi arttıracaktır.
Sağlık
amaçlı seyahatlerde öncelikli tercih Türkiye olacaktır.
Türkiye turizmi, giderek
güçlenen last minute satışlarını en iyi değerlendiren tur operatörlerine sahiptir.
Uluslararası nakliye yapan
lojistik firmalarının faaliyetlerine artış
gözlemlenmektedir. Bunun anlamı; Türkiye birkaç aylık bir duraklamadan sonra,
son bir haftadır, dış
satışlarını arttırmaktadır. AB'de piyasalar
toparlanmaktadır.
Çok kısa vadede pembe bir tablo
ile karşılaşacağımızı iddia etmiyorum, ama
psikolojik toparlanma başlamış görünmektedir.
2009, tatil için uzun
yolculular gerektiren ve göreceli olarak Türkiye'ye göre pahalı olan tatil
ülkeleri için şanssız bir yıl olacaktır. Tatil kalemi bütçelerden silinmeyecek, kısıntı yapılacaktır. Ekonomik tatil seçenekleri ile Türkiye uzak
rakiplerinin bir adım önündedir.
AB'nin dev tur
operatörlerinin Türkiye operasyonlarını stratejik yatırımlar olarak görmesi. İlişkilerin
uzun geçmişi ve geleceğe dönük uzun vadeli beklentileri
THREATS
İspanya
ve Mısır gibi stratejik önemdeki
rakiplerimizin, turizm sektörlerini desteklemeyi bir Devlet Politikası olarak
belirlemeleri
Turizm ürünü arzeden
Ülkelerin 2009'u en güçlü dış
finansman kaynağı olarak belirlemesi ve
sektörlerini güçlendirmek için kampanyalara başlaması.
Artan yatak potansiyeli
ile Hırvatistan'ın AB turizminde yükselen aktörlerden birisi haline gelmesi. Bu
rakibin, bütün Pazar ülkelerimize ulaşım avantajı, kültürel yakınlık, dini ve siyasi
entegrasyonu
Türkiye'de yükselen AB karşıtlığı Toplumu sarmalayan
milliyetçilik temelinde vücut bulan Batı karşıtlığı.
Pazar ülkeler medyasında
yaygınlaşan Türkiye karşıtı hava.
Batı'nın 2. Dünya savaşında
yaşananlar nedeniyle her zaman ve zeminde
sahiplendiği İsrail ile gerilen sosyal ve siyasi ilişkiler.
AB ülkelerinde tasarruf eğiliminin kalıcı bir insan davranışına dönüşmesine
bağlı
olarak, seyahatçilerin
2009'da kendi ülkelerinde
tatil yapma tercihi yapması.
Sağlık
amacıyla seyahat edenlerin
giderlerini karşılayan sağlık
sigortalarının zayıflayan mali yapısı
AB Ülkelerinde yaşanan finans krizine bağlı
olarak, kredi ile tatil yapan tüketicinin
kredi bulmakta zorlanması
riski.
Sektörün aktörlerinin
ortak tanıtım ve pazarlama platformunda bir araya gelememeleri.
Sektör yatırımcılarının
kısa vadeli iç ve dış
borçları. Yeni kredi kaynaklarının bulunamaması nedeniyle borçların çevrilememesi riski
Konaklama tesislerinin
kısa ve orta vadeli borçları nedeniyle tedarikçiler ile uyumlu bir ilişki kuramaması riski. Yeterli ve
kaliteli satın
alma yapılamaması tehlikesi.
Benim gözlemlerim bunlar.
Amacım, karar vericilere, stratejilerini saptarken bu veriler ile yardımcı
olmak. Süreci bir savaş
olarak tanımlamak
pek yanlış
olmaz. Savaş,
durumu doğru
tahlil etmekle kazanılır.
Her şeye rağmen umudu kaybetmeyeceğiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder